Azmış Yengem Samanlıkta Zevkten Dört Köşe Oldu!

Merhaba arkadaşlar, adım Sinan. Benden üç yaş büyük evli bir abim var. Karısı Buğlem, bir de çocukları var beş yaşında. Abimler annemlerle birlikte köyde kalıyor, çiftçilik ile uğraşırlar. Bense şehir merkezinde bir şirkette yönetici pozisyonundayım. Halim vaktim yerinde, merkezde bekar evim var, arabam var. Senede birkaç kez hafta sonu köye gider ailemle kalırım.

Yine öyle bir cuma günü iş çıkışı biraz mangallık et aldım, meşrubatlarla birlikte bir şişe de Rakı ve birkaç tane Bira aldım, babamdan gizli abimle içeriz diye. Köyün yolunu tuttum. Giderken de abimi aradım ki yemek yapmasınlar. Köye vardığımda mangal yanmış, sofra kurulmuş, salatalar, yoğurtlar, mezeler herşey hazırdı. Hemen etleri mangala atıp sofraya oturduk. Sadece meşrubatları çıkardım koydum masaya, yemeğin yanında içmek için. Babamlar yaşlı, yemeği yer içeri giderler diye ağırdan aldık.

Beklediğim gibi de oldu, babamlar içeri gider gitmez, abim, “Buğlem, şu rakı bardaklarını getir de kardeşimle baş başa bir rakı içelim!” dedi. Yengem hemen kalktı ve bardakları aldı geldi, masadaki fazlalıkları toparladı. Yengem 25 yaşında, zayıf, kocaman memeleri, kocaman götü olan, bembeyaz tenli, kapalı ama tüm güzelliği belli olan, çok alımlı bir kadındır. Aşağı köyden görücü usulü ile evlendiler. Abim çok şanslı böyle ilik gibi bir karısı var diye.

Biz rakımızı içip muhabbet ederken yengem de bizimle hem sohbet etti, hem de mangalla ilgilendi, etleri pişirip bize servis etti. Mangalın başında uğraşmaktan terlemiş olacak ki gömleğinin üst düğmesini açmıştı. Bana her servis yapışında eğildiğinde süt gibi beyaz ve dolgun göğüslerine bakmaktan kendimi alamıyordum.

İçerden babam seslendi, “Gelin, biz yatıyoruz, çocuğu al uyut sen de!” diye. Yengem de bunun üzerine kalktı ve çocuğu uyutmaya gitti. Abimle biz sohbete ve içmeye devam ettik. Abim köyde olduğundan pek içmezdi. Ayda yılda bir ben gelince böyle oturur içerdik ve hep sarhoş olurdu. Yine sarhoş olmak üzereydi. Az sonra yengem geldi. Çocuğu uyutup üstünü değişmiş, gecelik tipi ince bir elbise giymişti, diz hizasından biraz uzun, beyaz ve desenli idi, içine giydiği siyah çamaşırlar belli oluyordu. Elbisenin göğüs kısmı düğmeli ve sadece üstten bir düğme açıktı. Bunca yıllık yengemi yengemi ilk defa böyle görüyordum. Alkolün de etkisiyle olacak ki yengemi baştan aşağı süzmüştüm. O sexy vücut hatlarını ve elbiseden belli olan siyah külodunu görünce onu bir an çıplak hayal etmiş ve aşırı derecede tahrik olmuştum.

Bir ara yengem yere dökülen kömür parçalarını toplamak için tam karşımda domalınca, o kocaman götü ve siyah dantelli külodu sanki elbise yokçasına belli olmuştu. O an kalkan sikimi nasıl saklayacağımı şaşırmıştım. Neyse ki abim sarhoş olmuş, önünü zor görüyordu. Son dublesini de içen abim, “Hadi Buğlem, yatalım!” deyip kalktı, ama dengesini kaybetti. Yengem hemen koluna girerek üst kattaki yatak odalarına doğru hareket ettiler. Yengem, “Sinan, sen içmen bitince yat, ben sabah toparlarım masayı!” dedi ve gittiler.

Bardağımı doldurdum, son bir duble daha içer yatarım diye düşündüm. Baktım sigaram kalmamış, kalktım ve yukarı odama sigara almaya gittim. Evimiz taştan ve ahşaptan yapılmış çok eski bir evdi. Girişte koca bir koridor, koridorun sonunda banyo tuvalet ve merdivenler vardı. Merdivenin biri yukarı yatak odalarına çıkmak için, diğeri de aşağıdaki ahıra ve samanlığa inmek içindi. Annemler girişteki küçük odada yatıyor. Abimlerin odası ve benim yattığım oda yukarıdaydı. Evin dışı taştan olsa da iç duvarlar boydan boya iç içe geçen tahtalardan idi. Tahtaların kimi yerleri yıllara dayanamamış ve esnemiş, açılmıştı.

Kimse uyanmasın diye sessizce yukarı çıktım, ışık bile yakmadım. Abimlerin odayla benim oda yan yanaydı. Tahtaların aralıklarından anlaşılıyordu ki abimlerin odada kırmızı bir gece lambası yanıyordu. Odama girdim, sigaramı aldım. Tam çıkacaktım ki yan odadan yengemin sesini duydum, “Hadi Turgay kaldır şunu, kaç haftadır yorgunsun diye yapmıyoruz, hadi, canım çok istiyor!” diyordu. Abim ise, “Biraz daha oyna, kalkacak!” dedi. Merakıma yenildim ve duvardaki aşınmış tahtalardan en geniş olanın yanına sessizce yanaştım ve delikten abimlerin odayı izlemeye başladım.

Çocuk köşede yatağında uyuyordu. Abimlerin yatağı tam karşımda idi. Abim yatağa sırt üstü uzanmış, yengem de yanına yan uzanmış halde elini de abimin külotunun içine sokmuş, sikini okşuyordu. Sanki sarhoşluğun da etkisiyle abimin hiç yapası yok gibiydi. Ama yengem belli ki sikişmek için yanıyordu, kudurmuş gibi abimin külotu içinden sikiyle oynayarak kaldırmaya çalışıyordu.

Az sonra yengem kalktı, elbisesinin altından siyah külodunu çekip çıkardı. Südyenini de çıkardıktan sonra abimin külodunu da çıkardı. Abimin üstüne çıktı, tam kalkmamış sikinin üstüne geçip biraz sürtündü, sonra da elini elbisenin altına götürüp abimin sikini amının içine sokmaya çalıştı. Çok tuhafıma gitmişti, yengem elbiseyi çıkarmamıştı, belki de köy yerinde herkes böyle sikişiyordu.

Sanırım yengem abimin sikini amına sokmayı başarmıştı ki abimin üstünde ufak hareketlerle git gel yapmaya çalışıyordu. Abim ise sarhoş haliyle yengemin elbisesinin üst düğmelerini açtı ve yengemi iyice kendine çekip memelerini elbiseden çıkarttı, yalamaya çalışıyordu. Yengem sikin üstünde yavas yavaş oturup kalkıyor, ara sıra duruyor, elini arkaya götürüp (herhalde) abimin alttan çıkan sikini tekrar amına sokuyordu…

Yengem, “Aşkım biraz çaba göster, halen ölü gibi duruyor içimde!” deyince, abim de, “Az ağzına alsana, yala biraz!” dedi. Yengem kalktı ve abimin sikine eğildi. Abimin siki harbiden daha tam kalkmamış ve benimkine göre küçüktü, gece lambasının loş ışığında tam seçemesem de belli oluyordu. Yengem abimin taşaklarına kadar yalıyor, bir eliyle de taşaklarına masaj yapıyordu. Yengem o kadar istekliydi ki, onun bu halini izlerken benim sikim dimdik olmuş ve sikimi eşofmanımdan çıkarıp yavaştan okşamaya başlamıştım.

Epey bir uğraşla yengem sonunda abimin sikini sertleştirmeyi becermişti. Abim vakit kaybetmeden ayağa kalktı, ayakta biraz daha sikini yalattıktan sonra yengemi yatağa yüz üstü yatırdı. Yengem de götünü yukarı dikti ve elbisesini beline kadar topladı. Abim sikini yarı domalık duran yengemin götünün yanakları arasına biraz sürttükten sonra yavaşça soktu. Sanırım amına sokmuştu. İlk başta kısık sesle kısa bir, “Ohhh!” çeken yengem sikildikçe kısık kısık inlemeye başlamıştı. Abim iki eliyle yengemi belinden tutup yengemin amını hızlı hızlı sikmeye çalışıyor, ama siki zırt pırt amdan çıkıyordu…

Böyle olmayacağını anlayan yengem, “Dur bir saniye!” deyip sırt üstü döndü ve misyoner pozisyonunda abimi bacak arasına aldı, eliyle siki amına soktu. Bacaklarıyla abimi sarmış, içine içine çekiyordu. Fakat fazla sürmedi, abim birkaç git gelden sonra yengemin üzerine soluk soluğa yığılıp kaldı. Onları izlerken ben de 31 çekmiş, boşalacağımda da çantamda yedek getirdiğim tişörtüme boşalmıştım. Tişörtü bohça gibi katlayıp geri çantama koydum. Ama heyecandan sikim inmemiş, halen kazık gibiydi.

Yengem, “Yine yarıda bıraktın beni, bir gün olsun şu işi tam yap!” diyerek abimi üstünden itekleyip suratı düşük bir şekilde yan taraftaki küloduna uzandı. Külodunu amına bastırarak (herhalde döller yerlere damlamasın diye) sinirli bir şekilde odadan çıkıp alt katta bulunan banyoya doğru indi. Abim ise öylece sızıp kaldı. Ben de eşofmanımı çekip sessizce odamdan çıktım ve aşağıya indim. Tam banyonun önünden geçerken banyodan çıkan yengemle karşılaştık. Yengem beni gördüğüne şaşırmıştı, “Sinan ne yapıyorsun burada?” dedi. Herhalde banyonun kapısında kendisini beklediğimi veya banyodayken röntgenlediğimi sandı diye düşünüp utancımdan kıpkırmızı oldum ve “Sigaram bitmişti, odamdan sigara aldım…” deyip elimdeki sigara paketini gösterdim.

“Haa, iyi madem!” dedi. Az önce yukarıdayken yengem abimin dölleri yere akmasın diye amına bastırdığı siyah külodunu banyoda yıkamış, avucunda tutuyordu. Elbisesinin üst düğmeleri halen açıktı ve südyensiz göğüsleri apaçık ortadaydı. Benimse sikim eşofmanımın içinde çadırı kurmuş halde halen dimdik duruyordu. Bir an sikime gözü takıldı ve “Abin uyudu, ben de gelirim şimdi, masayı bir toparlayım, sabaha kalmasın!” deyip yukarı çıktı. Galiba yıkadığı külodu kurusun diye odaya bırakıp gelecekti.

Masaya geçtim ve bir sigara yaktım. Bardaktaki kalan rakımı heyecandan tek seferde fondip yaptım. Sonra kendime bir bira açtım. Birkaç dakika sonra yengem aşağıya geldi. Bira içtiğimi görünce, “Senin bu akşam yatasın yok galiba?” dedi. Ben de, “Yok yenge ya, hafta sonu, yatıp da sabah işe mi gideceğim sanki, kafa dağıtıyorum işte. Gel otur, muhabbet ederiz, sen niye uyumadın hem?” dedim. Yengem, “Bilmem, uyuyamadım işte, ben şuraları toparlayayım!” dedi. Ben, “Bırak yenge ya, sabaha hallederiz, acelesi mi var?” dediysem de beni dinlemedi, ortalığı toparlamaya başladı. Önümde sürekli eğiliyor, memeleri ve koca götü aklımı başımdan alıyordu. Şeytana uyup kalkıp arkadan sarılmak geliyordu içimden, ama cesaret edemiyordum.

Sonunda masayı ve ortalığı toparlama işini bitirdi ve geldi yanıma oturdu. O kadar boş yer varken gelip dibime oturması beni şaşırtmıştı. Masadaki paketimden bir sigara yaktı ve “Anlat bakalım, evlenmiyor musun daha? İş yerinde o kadar kız arkadaşın vardır, ne işin var köyde, bekar adamsın, takılsana şehirli kızlara!” dedi. Beni şaşırtmaya devam ediyordu. Ben de evliliğe hazır olmadığımı, üstü kapalı bir şekilde kızlarla olan ilişkilerimi, şimdiki kızların hepsinin yollu olduğunu anlattım ve “Senin gibi güzel bir ev hanımı bulamadım ki, hemen nikahı basıp alayım yenge!” dedim.

Sigarasından bir fırt çekip yüzüme doğru üfleyerek, “Öyle nikahı basıp karıyı alıp eve atmakla olmuyor işte. Bak abine, içti içti sızdı, camış gibi yatıyor. Sen öyle olma bari, evlendiğinde karının değerini bil, yatakta hakkını ver!” deyip gözlerimin içine bakarak iç çekti. Yengem bu şekilde konuştukça daha da tahrik oluyordum. Sikimin kazık gibi durması da yengemin gözünden kaçmıyor, ara sıra önüme bakıyordu. Yengem abimin sorumsuzluğundan bahsetmeye devam ederken ben fazla dayanamadım ve bir anda ensesinden tutarak dudaklarına yapışıverdim.

Yengem ne yapacağını şaşırdı ve bana direnmeye çalıştı. Ama öyle bir tutmuştum ki, onu kendime doğru çektim ve elimi eteğinin altına sokup amına attım. Külodunu giymemişti. Amı pamuk gibi yumuşak ve sıcacıktı. Halen bana karşı koyuyordu, bense amını okşayıp parmaklayarak onu kudurtmaya çalışıyordum. Birden dudağımı ısırdı ve ayağa kalktı. O an içimden (Şimdi sıçtık, yengem ortalığı ayağa kaldıracak!) dedim. Yengem, “Sinan, ne yapıyorsun sen, manyak mısın, ben senin yengenim, abinin karısıyım, kafayı mı yedin sen? Ya biri gelse şu anda, bizi görse, nasıl açıklayacaksın?” diye fırça attı.

“Özür dilerim yenge, bir anda kontrol edemedim kendimi, çok hoşuma gidiyorsun!” dedim. Yengem, “Sen ne yaptığının farkında mısın, az önce abinin sikinin girdiği yere elinin yarısını soktun, özür dileyince oluyor mu?” dedi. Benim cevap vermemi dahi beklemeden banyoya gitti. Arkasından baka kaldım. Nasıl bir işin içine girdim diye kara kara düşünürken bir sigara yaktım. Korkudan titreyerek kendime kızıyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum.

Az sonra banyonun kapısı açıldı, yengem çıkıp tekrar yanıma geldi. “Sigaranı bitir aşağı ahıra gel, konuşacağız!” dedi ve döndü gitti. Endişeyle iki fırt çekip sigaramı söndürdüm ve aşağıya indim. Işık yanıyordu, ama bakındım, yengemi göremedim. Yengem, “Bu tarafa gel, buradayım!” dedi. Ahırın yanındaki samanlıkta imiş, saman balyalarının arkasında beni bekliyormuş. Yanına gittiğimde, yengem, “Demek çok hoşuna gidiyorum, öyle mi?” dedi. Ben, “Özür dilerim yenge…” deyince, yengem, “Beni sikmek mi istiyorsun?” dedi. Ben, “Yenge beni yanlış anlama lütfen…” deyince, yengem, “Ulan bunun daha yanlış anlayacak nesi kaldı?” deyip dudaklarıma yapıştı.

Ben olayın şokunu atlatır atlatmaz hemen karşılık verdim. Yengemin sırtını samanlığın duvarına yasladım, dudaklarını kemirirken elbisesinin eteğini kaldırıp götünü avuçlamaya başladım. Eşofmanımın içinde sikim yeniden kazık gibi olmuş, yengeme sürtünüyordu. Yengemin dudaklarından sonra boynunu öpüp yaladım, kulak memesini emdim. Elimi amına attığımda vıcık vıcık sulanmıştı. Kulağıma, “Acele et, yakalanmayalım!” dedi. Ben de, “Ağzına alsana biraz!” deyip omuzlarından bastırdım, önüme çömelttim. Yengem eşofmanımı külodumla birlikte indirince sikim ok gibi fırladı. Yengem şaşkın bir şekilde, “Ohaaa! Neyle besledin bunu?” dedi. Ben cevap bile vermedim.

Ağzına aldı, daha doğrusu hepsini alamıyordu, sadece sikimin kafasını yalıyor, taşaklarımı emiyor, eliyle de sikimle oynuyor, seviyor, okşuyordu. İki dakika kadar yaladıktan sonra kalktı, az ilerdeki saman balyasına yaklaştı. Elbisesini beline kadar toplayıp saman balyasından tutunarak ayakta domaldı, “Hadi gel, sessiz ol!” dedi. Yengemin arkasına yaklaştım. Sikimi, arkaya çıkmış amının dudakları arasında gezdirmeye başladım. Ben oyalandıkça yengem kafasını arkaya çevirip, “Ne olur sok artık, hadi acele et, yakalanacağız!” diyordu.

Doğru söylüyordu, yakalanmak ikimizin de işine gelmezdi. Sikimi birden amının dibine kadar köklediğimde, yengem kısık bir sesle, “Ohhhhhhh!” diye inledi. İki elimle götünün yanaklarını tutup ayırdım ve amına hızlı hızlı pompalamaya başladım. Yengem kafasını saman balyasına gömmüş, götünü iyice yukarı doğru dikmişti. Ben hızlandıkça yengem kısık sesle inim inim inliyor, ses çıkarmamak için kendini zor tutuyordu. O kadar hızlı sikiyordum ki, yengem çabucak orgazm olmuş, ben kökledikçe amından akan zevk sularıyla birlikte ‘Şlap, şlap, şlap!’ diye ses çıkıyordu…

Az önce yukarda onları izlerken 31 çekip boşaldığım için şimdi bende daha boşalma hissi yoktu. Nerdeyse 15 dakikadır sikiyordum ve bu sürede yengem iki kez orgazm olmuş, üçüncü orgazmına yaklaşmış, zevkten nefes nefese kalmıştı. Ama ben hiç durmadan pompalamaya devam ediyordum. Pozisyon değiştirmek istiyordum, ama buna ne vaktimiz vardı, ne de yerimiz müsait idi. Yengem üçüncü kez orgazm olduğunda artık ben de boşalmak üzereydim. Sikimi amından çıkardığım gibi beline boşaldım. O kadar çok boşalmıştım ki, döllerim belinde küçük bir gölcük oluşturmuştu…

Sikimin kafasını iyice sıktım ve çıkan son damla dölleri ve yengemin belindeki dölleri elbisesinin eteğine sildim. Yengem hemen kalkamamış, saman balyasına domalık vaziyette kalmıştı. Biraz nefeslendikten sonra kalktı ve dudağıma kocaman bir öpücük kondurdu. Sonra da, “Burada bekle, benden iki dakika sonra çıkarsın! Yarın sabah da erken kalk, beni şehre pazara götüreceksin!” deyip gitti. Dediği gibi ondan birkaç dakika sonra ben de yukarı çıktım. Hemen bir sigara yaktım. Hayatımda onca karı sikmiştim, ama samanlıkta yengemden aldığım o tadı kimse verememişti. Sigaramı içtikten sonra gidip yattım…

Sabah erkenden yengem beni dürterek uyandırdı, “Kalk hadi, kalk pazara gideceğiz!” dedi ve dün gece hiçbir şey olmamış gibi davranarak aşağı indi. Ben de giyindim ve aşağı indim. Abim, yengem ve annemler kahvaltıya oturmuşlardı. Ben de birşeyler atıştırdım ve yengemle kalktık. Arabaya binince yengem, “Önce annemlere uğrayalım, annemler çarşıda, onlardan almam gereken şeyler var, hem dönüşte çarşıdan onları da alacağız!” dedi. Sanki dün gece hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Ben de birşey diyemiyordum.

Annesinin evine geldik. Müstakil bir ev idi. Ben arabada beklemeyi düşünüyordum, yengem, “Alacaklarım ağır, gel yardım et!” dedi. Girdik eve. Yengem ayakkabılarını çıkarmaya uğraşırken, “Sağdan ikinci odaya git, geliyorum!” dedi. Girdiğim oda yatak odasıydı. Hemen peşimden yengem de odaya geldi ve gülümseyerek dudaklarıma yapıştı. O anda anladım ki pazara gitme olayı dümendi. Yengem, “Annemler pazarda, bize alınacakları da söyledim, alacaklar, öğlen saat bir gibi gidip onları alacağız. Dün gece aceleye getirdik, şimdi doyasıya vaktimiz var!” dedi.

Hiç vakit kaybetmeden soyunup yatağa uzandık ve birbirimizi öpüp yalamaya başladık. Yengem öyle bir azgındı ki, ben memelerini ve amını yalarken evde kimse olmadığı için yüksek sesle inliyor, zevk çığlıkları atıyordu. Biraz yalaştıktan sonra yengemi domalttım ve arkasına geçtim. Sikimin başını tükürükleyip amının dudaklarına sürtmeye başladım. Fakat bu sefer bir sürpriz yapıp amına degil götüne sokacaktım. Anlamasın diye, “Ayır ellerinle götünün yanaklarını!” dedim. Dün gece samanlıkta amını öyle siktiğim için dediğimi yaptı.

Sikimin başını biraz daha tükürükleyip bir anda götüne soktum, hem de köküne kadar. Yengem, “Ahhhhhhh, yanlış yere soktun, çıkarrrr!” diye bağırdı. Önümden kaçmasın diye iki elimle omuzlarından tutup kendime çektim ve biraz daha abandım. Artık kaçışı, kurtuluşu yoktu. Ağlar gibi acıyla inlemesi ve “Çok acıyor, çıkarrrr!” diye bağırması umurumda değildi. Eğilip ensesine bir öpücük kondurdum ve “Şşşş, kasma kendini, bak gör birazdan o acı geçecek ve çok zevk alacaksın!” dedim.

Yengem götünü sikmeden bırakmayacağımı anlamıştı, ben sikimi götünün içinde hafif hafif oynatmaya başladığımda, “Bari biraz kımıldama, götüm alışsın!” dedi. Götü daracıktı. İçinde biraz hareketsiz durdum, sonra ufaktan çekip sokmaya başladım. Fazla sürmedi ve alıştı. Götünü sikerken aynı zamanda da elimi amına attım ve okşamaya başladım. Saatlerce sikerim diye düşünüyordum ki birden götünün içine boşaldım. Ama boşaldığım halde sikimi götünden çıkarmadım, bir süre daha sikmeye devam ettim. Ben pompaladıkça döllerim götünden çıkıp amına doğru akıyordu…

İlk postamda çabuk boşalacağımı bildiğim için götüne girmek istemiştim. Sikim sertliğini kaybedince götünden çıktım. Yengem hemen elini götüne tutarak banyoya gitti. Yıkayıp geldi, bana sinirli sinirli bakarak, “Sikini yıka gel!” dedi. Ben de gittim, yıkadım geldim. Yengem kül tablası getirmiş, iki tane de sigara yakmıştı. Sigaralarımızı içerken, yengem, “Abin oradan hiç yapmamıştı!” dedi. Ben de sırıtarak, “Ee, bir farkımız olsun, değil mi?” dedim. Yengem de, “Başta çok acıdı, fakat sonrasında zevk aldım!” deyip dudağıma öpücük kondurdu. Biraz sohbet edip dinlendikten sonra tekrar sevişmeye başladık. O gün annesini almaya gidene kadar yengemi iki kere daha siktim, zevkten nerdeyse bayılacaktı. Yengem köylü falan ama gerçekten çok azgın ve doyumsuz bir kadın…

Artık her fırsatta köye gidiyorum ve fırsat bulduğumuzda yengemle sikişiyoruz. Genellikle abim uyuyunca samanlıkta veya bahçede sikişiyoruz. Bir seferinde yengem hastaneye gitmek için pazartesi benimle şehre geldi ve röntgen, tahlil sonuçları, ikinci muayene, eczane, ilaç falan derken bir hafta bende kaldı. Tam bir hafta deli gibi sikiştik ve cuma akşamı beraber köye döndük.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *